14 Ekim 2018 Pazar

26 Aralık 2017 (Tuzla’da ki koku olayı)

Bu yazı Melih KASAP tarafından yazılmıştır. Kaynak gösterilerek kullanılabilir.



   26 Aralık günü akşam saatlerine doğru Acil Durum Yönetim Merkezimize düşen Tuzla ilçesi İstasyon mahallesinde yoğun olmak üzere Yayla, Evliya Çelebi ve Postane Mahallelerinde bir koku ihbarı sonrasında, olay yerine AFAD ekipleri yönlendirilerek ve gerekli görüşmeler yapılarak ilgili kurumlar arası koordinasyon sağlanmıştır.

   Benim anlatmak istediğim anım; tüm bu görüşmeler arasında olay yerinden bizi arayan ve çocuğunun astım rahatsızlığı nedeniyle kokudan çok etkilendiğini söyleyen bir vatandaşımızla yaptığımız görüşme sonrası yaşananlarla ilgili.

   O gün mesai saati sonrası nöbet tutan ekipte iki kişiydik. Koku ihbarı gelmesiyle birlikte yoğun bir telefon trafiği yaşıyorduk ve vatandaşımız bizi aradığında telefonunu diğer arkadaşım cevapladı. Vatandaşımız çocuğunun rahatsızlığını anlatıp koku olayından çok etkilendiğini belirtmesi üzerine arkadaşım, sağlık konusunda uzman olmadığını belirttikten sonra başka bir ilçede tanıdıkları veya akrabaları olup olmadığını sordu. Olumlu cevap alması üzerine, çocuğunuzun durumunu en iyi siz bilirsiniz, madem ki kokudan o kadar çok etkileniyor “ben olsaydım” en azından koku geçene kadar onların yanına giderdim cevabını verip görüşmeyi sonlandırdı. Buraya kadar her şey normal, hepimizin çocuğu var sonuçta.

   Yaklaşık yarım saat sonra (hala yoğun bir telefon trafiği arasında) çalan bir telefonu cevapladım. Arayan arkadaş polis memuru olduğunu, ekiplerde görevli olduğunu ve koku olayıyla ilgili olarak olay yerinde olduğunu söyledikten sonra bir site önünde gördüklerini bize anlattı. Söylediğine göre bazı vatandaşların ilçeyi boşaltmamız gerekiyormuş dediklerini, bunu nereden duydunuz dediğinde ise bir kişinin İstanbul AFAD’ı aradığını oradan böyle dediklerini söylediklerini belirterek doğru olup olmadığını sordu. Kendisine iki kişi olduğumuzu ve ikimizin de böyle bir bilgi paylaşmadığımızı, üstelik bu tip bir bilgi paylaşımının da bizim yetkimizde olmadığını belirterek oradaki yanlış bilginin, bilgi kirliliğinden kaynaklandığını sandığımı söyledim. Vatandaşlara gerekli bilgilendirmeyi yaparak resmi makamların açıklamalarını dikkate almalarını söyleyin diyerek görüşmeyi sonlandırdım.

   Aradan 15-20 dakika geçmişti ki Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğünden bir polis arkadaş arayarak ortalıkta Tuzla’nın boşaltılması gibi bir bilgi dolaşıyor ama ben hiçbir resmi açıklama bulamadım, bu işin aslı astarı nedir diye sordu. Kendisine bunun bir söylenti olduğunu bu yönde hiçbir resmi açıklama olmadığını söyleyerek ve az önce bir ekiple yapmış olduğum konuşmayı da özetleyerek görüşmeyi sonlandırdım.

   Koku olayı sonlanıp görüşme trafiği azaldığında konu üstünde düşününce; söylentinin yayılmasının iki ihtimali olduğunu, ya bizimle görüşen vatandaşın, etrafına durumu bildirdiğinde yanlış anlaşılarak paniklediklerini ya da durumdan istifade etmek isteyen kötü niyetli kişilerin bu çeşit bir söylenti çıkardıklarını varsaydım (99 Marmara depreminden sonraki günlerde, deprem olacak söylentisi çıkartılarak bazı bölgelerde hırsızlık yapıldığına dair haberleri hatırladım).

   Yetkililerin zamanında bilgilendirme yapmasının önemini bir kez daha vurgulayan bu olayı da notlarımın arasına aldım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder