26 Aralık
günü akşam saatlerine doğru Acil Durum Yönetim Merkezimize düşen Tuzla ilçesi
İstasyon mahallesinde yoğun olmak üzere Yayla, Evliya Çelebi ve Postane
Mahallelerinde bir koku ihbarı sonrasında, olay yerine AFAD ekipleri
yönlendirilerek ve gerekli görüşmeler yapılarak ilgili kurumlar arası
koordinasyon sağlanmıştır.
Benim
anlatmak istediğim anım; tüm bu görüşmeler arasında olay yerinden bizi arayan
ve çocuğunun astım rahatsızlığı nedeniyle kokudan çok etkilendiğini söyleyen
bir vatandaşımızla yaptığımız görüşme sonrası yaşananlarla ilgili.
O gün mesai
saati sonrası nöbet tutan ekipte iki kişiydik. Koku ihbarı gelmesiyle birlikte
yoğun bir telefon trafiği yaşıyorduk ve vatandaşımız bizi aradığında telefonunu
diğer arkadaşım cevapladı. Vatandaşımız çocuğunun rahatsızlığını anlatıp koku
olayından çok etkilendiğini belirtmesi üzerine arkadaşım, sağlık konusunda
uzman olmadığını belirttikten sonra başka bir ilçede tanıdıkları veya
akrabaları olup olmadığını sordu. Olumlu cevap alması üzerine, çocuğunuzun
durumunu en iyi siz bilirsiniz, madem ki kokudan o kadar çok etkileniyor “ben
olsaydım” en azından koku geçene kadar onların yanına giderdim cevabını verip
görüşmeyi sonlandırdı. Buraya kadar her şey normal, hepimizin çocuğu var
sonuçta.
Yaklaşık yarım
saat sonra (hala yoğun bir telefon trafiği arasında) çalan bir telefonu cevapladım.
Arayan arkadaş polis memuru olduğunu, ekiplerde görevli olduğunu ve koku olayıyla
ilgili olarak olay yerinde olduğunu söyledikten sonra bir site önünde
gördüklerini bize anlattı. Söylediğine göre bazı vatandaşların ilçeyi
boşaltmamız gerekiyormuş dediklerini, bunu nereden duydunuz dediğinde ise bir
kişinin İstanbul AFAD’ı aradığını oradan böyle dediklerini söylediklerini
belirterek doğru olup olmadığını sordu. Kendisine iki kişi olduğumuzu ve
ikimizin de böyle bir bilgi paylaşmadığımızı, üstelik bu tip bir bilgi
paylaşımının da bizim yetkimizde olmadığını belirterek oradaki yanlış bilginin,
bilgi kirliliğinden kaynaklandığını sandığımı söyledim. Vatandaşlara gerekli bilgilendirmeyi
yaparak resmi makamların açıklamalarını dikkate almalarını söyleyin diyerek
görüşmeyi sonlandırdım.
Aradan 15-20
dakika geçmişti ki Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğünden bir polis arkadaş arayarak ortalıkta
Tuzla’nın boşaltılması gibi bir bilgi dolaşıyor ama ben hiçbir resmi açıklama
bulamadım, bu işin aslı astarı nedir diye sordu. Kendisine bunun bir söylenti
olduğunu bu yönde hiçbir resmi açıklama olmadığını söyleyerek ve az önce bir
ekiple yapmış olduğum konuşmayı da özetleyerek görüşmeyi sonlandırdım.
Koku olayı
sonlanıp görüşme trafiği azaldığında konu üstünde düşününce; söylentinin
yayılmasının iki ihtimali olduğunu, ya bizimle görüşen vatandaşın, etrafına
durumu bildirdiğinde yanlış anlaşılarak paniklediklerini ya da durumdan
istifade etmek isteyen kötü niyetli kişilerin bu çeşit bir söylenti
çıkardıklarını varsaydım (99 Marmara depreminden sonraki günlerde, deprem
olacak söylentisi çıkartılarak bazı bölgelerde hırsızlık yapıldığına dair
haberleri hatırladım).
Yetkililerin
zamanında bilgilendirme yapmasının önemini bir kez daha vurgulayan bu olayı da
notlarımın arasına aldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder